Ana içeriğe atla

"Hey Cesur Yeni Dünya ki içinde böyle insanlar var!"


Aldous Huxley 26. Yüzyılın distopyasını anlatır Cesur Yeni Dünya'da. Hazcılık ilkesine göre hareket eden bir toplum yaratılmıştır. Toplum her açıdan kontrol altında tutulmuştur. Üreme, bedensel zevkler, insan ilişkileri... hepsi mükemmelleştirilmiştir. Mükemmelleştirilirken ise insani yanından uzaklaşmıştır. Yeni Dünya'da tanrı Ford'dur. Her şey belirli bir kurallar bütününe göre düzenlenmiş, insanlar sisteme uydurulmuş, uyuşturulmuştur. Manevi değerler ise yok olmuştur. Aile yoktur. Felsefe, sanat, edebiyat hepsi tehdit olarak algılanıp hafızalardan silinmiştir. Herkesin kesin olarak mutlu olduğu bir dünya vardır. Tek amaç stabil kalmaktır.



"İstikrar" dedi Denetçi, "istikrar". Toplumsal istikrar olmadan uygarlık olmaz. Bireysel istikrar olmadan da toplumsal istikrar olmaz."



Cesur Yeni Dünya toplumsal refahın bilimle, hipnodedyayla-uykuda eğitimle-, toplu doğumlarla, sınırsız tüketimle, mutluluk veren soma hapıyla, insanlara cinsel haz sağlamak için 'herkes herkes içindir' anlayışıyla, en zekilerin oluşturduğu idari toplulukla akılsız işçilerin oluşturduğu alt grup arasında değişen bir kast sistemiyle elde edildiği bir totalitarizm.








"CEMAAT, ÖZDEŞLİK, İSTİKRAR."




Cesur Yeni Dünya ya kusursuz bir dünya ütopyası ya da onun çirkin bir zıttı, bir distopyadır. Ütopya bazen 'yok yer' anlamına gelir. Bazılarınca da yunanca ou-topos kelimesinden türetilmiştir ve 'güzel yer' manasına gelir. Ütopya güzel ama var olmayan bir yerdir.



"Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum."


Cesur Yeni Dünya'da doğumlar sıkı bir şekilde planlı ve kontrol altındadır. Üreme Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi tarafından sağlanır. Bokanovskileştirme metodu sayesinde bir yapay döllenmeyle 96'ya kadar insan üretilebilir. Doğan yavrular daha sonra Sosyal Belirleme Odası'na götürülerek orada sosyal statüsü belirlenir yani alfa mı epsilon mu olacağı. Bu kast sistemi yeni doğanlara 'Sınıf Bilincine Giriş' adı altında ders olarak verilir. Toplum, alfalar betalar gamalar deltalar ve epsilonlar olmak üzere gruplara ayrılmıştır. Epsilonlar okuyup yazamayacak kadar aptallardır. Alfa çocuklarıysa çok sıkı çalışırlar, korkulacak kadar zekidirler. Gruplarına göre kariyer planları yapılır, en zekiler en iyi işlerde çalışırlar.

















İnsanların sürekli mutlu olmasını sağlayan bir hap vardır. Soma. Soma küçüklükten insanlara anlatılır. Soma sayesinde insanlar streslerinden uzaklaşır, mutlu ve huzurlu bir hayat sürerler. Endişe, depresyon, merak, mutsuzluk, acı çekme, uyumsuzluk hepsine çaredir soma. Her türlü duygu sistem için bir tehdittir. Duygular stabiliteyi ve tahmin edilebilirliği korumak amacıyla kontrol edilir.
















"Mutluluk zor zanaat, özellikle de konu başkalarının mutluluğu olunca. İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş."



George Orwell'ın 1949'da yazdığı 1984'ü, Yevgeni Zamyatin'in Biz'i distopik bilim kurgu romanları arasında Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sıyla birlikte en iyileridir. Huxley romanını yazarken kendisinden önce gelen Zamyatin'den etkilenmiştir. 1984, Büyük Birader'in yönetiminin baskı ve gaddarlıkla sağlanması yönüyle Cesur Yeni Dünya'dan ayrılır. Cesur Yeni Dünya'da mühendislikle sağlanan daha yumuşak bir totalitarizm fikri vardır. Cesur Yeni Dünya'da bireyler istekli bir şekilde sisteme boyun eğer, soma hapını alır, kolay bir şekilde yönlendirilirken 1984'te bir rezistans sisteme karşı çıkış vardır. 1984'te bireyler Büyük Birader tarafından domine edildiklerini sezerler. Ayrıca 1984'le karşılaştırdığımızda Cesur Yeni Dünya teknolojiyi toplumun üyelerine daha az belli eder.



Les utopies apparaissent bien plus réalisables qu'on ne le croyait autrefois. Et nous nous trouvons actuellement devant une question bien autrement angoissante: comment éviter leur réalisation définitive?…  Les utopies sont réalisables. La vie marche vers les utopies. Et peut-être un siècle nouveau commence-t-il, un siècle où les intellectuels et la classe cultivée rêveront aux moyens d'éviter les utopies et de retourner à une société non utopique moins "parfaite" et plus libre.*
-Nicolas Berdiaeff


*Ütopyalar şimdi eskiden sanıldığından daha çok gerçekleşebilir görünüyor. Bizse bugün kişiyi bambaşka kaygılara düşüren bir sorun karşısında bulunuyoruz: Bu ütopyaların kesin olarak gerçekleşmesini nasıl önleyebiliriz? Ütopyalar gerçekleşebilir şeylerdir. Belki de yeni bir çağın başındayız; öyle bir çağ ki, aydınları ve olgun kişileri ütopyaların nasıl önlenmesi gerektiğini ve ütopik olmayan daha az 'mükemmel', ama daha çok özgür bir topluma nasıl dönülebileceğini düşünmeye başlayacaklardır." ( Aldous Huxley, Yeni Dünya, çev. Ender Ergül, Mart 1964, Varlık Yayınları)


Cesur Yeni Dünya betimlediği distopyayla beni gelecek hakkında daha çok düşünmeye iten bir roman. 21. Yüzyılda bile sistemin içinde tıkılı kalmış insanlar var. Bu kitabın insanları bilinçlendireceğine, özgür irade hakkında daha çok düşündüreceğine inanıyorum. Sunulan kurgusal olaylar gelecekte gerçekleşme ihtimalinin oldukça fazla olmasıyla beni kaygılandırdı. Cesur Yeni Dünya herkese kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Akıcı ve yalın üslubuyla hızlıca okuyabiliyorsunuz. Son olarak CEMAAT, ÖZDEŞLİK, İSTİKRAR!

B

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

‘SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ’ ADLI ROMANIN İNCELENMESİ

ESER İNCELEMEYE HAZIRLIK AŞAMASI Eserdeki zaman, mekân:       ZAMAN: Romanın birinci kısmı olan ‘Büyük Ümitler’ Tanzimat öncesini konu alırken ‘Küçük Hakikatler’ ve ‘Sabaha Doğru’ bölümleri Tanzimat dönemini, son bölüm olan ‘Her Mevsimin Bir Sonu Vardır’ ise Cumhuriyet döneminin başlarını ve devamını işler. MEKAN: Hayri İrdal’ın bir mekana ait hissedemeyişi ilk olarak çocukluğunun geçtiği ev de başlar. Başta Mübarek adlı ayaklı duvar saati olmak üzere duvarlardaki küçüklü büyüklü yazı levhaları, yerdeki hasırlar, onların serin ve rutubetli kokusu, oda ve merdiven kapılarındaki kalın perdeler, caminin yanı başındaki evlerine küçük bir mescit hâli verir (sayfa 24-25). Aile fertlerinin, özellikle babasının da rahatsız olduğu bu durum, Hayri İrdal’ın evden uzaklaşıp başka ortamlara girip çıkmasına sebep olur. Hayri İrdal, askerden döndükten sonra kalmaya başladığı Abdüsselam Bey’in konağı nda eşiyle birlikte istemeye istemeye yaşar. Bunun yanında konaktaki huzurs...

L’ANALYSE DU CHANSON “LE VENT NOUS PORTERA” - NOIR DESIR

Noir Désir est un groupe de rock français originaire de Bordeaux, formé dans les années 1980 et dissous en 2010. Il se compose de Bertrand Cantat (chant, guitare et harmonica), Denis Barthe (batterie), Serge Teyssot-Gay (guitare) et Frédéric Vidalenc (basse) remplacé par Jean-Paul Roy à partir de 1996. Noir Desir - Le Vent Nous Portera Je n'ai pas peur de la route Faudrait voir, faut qu'on y goûte Des méandres au creux des reins Et tout ira bien **Le vent l’emportera 1.STROPHE Dans cette strophe il existe 3 vers de 7 syllabes et un de 5 syllabes donc c’est une strophe irrégulière. Il y a des rimes plats: “route/goute” “reins/bien”. “Reins/bien” sont des rimes pauvres; “route/goute” sont des rimes suffisantes. Cette strophe est une quatrain. On voit allitération en ‘r’. “Je n'ai pas peur de la route” nous montre qu’elle est courageuse; on comprend la naïveté et l’insouciance de la jeunesse. Elle a aussi envie de découvrir de partir à l’a...

“SAVAŞ BARIŞTIR ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR CAHİLLİK GÜÇTÜR”

Sıklıkla tekrarlanan bu sözler George Orwell ’ın kült kitabı, roman türüne  farklı bir boyut katmış olan 1984 ‘e ait. Güncelliğini hiç yitirmeyeceğine inandığım, bizlere bir ikaz lambası olan bu kitap hakkında yorum yapmadan duramadım.  Öncelikle bu kitabın sivrilen özelliği günümüz dünyasının ve geleceğin en yalın gerçeklerini çarpıcı bir şekilde okuyucuyla buluşturması. Birçok yeni kavramla karşılaştığım bu kitap,  çağa ayak uydurabilmiş ve uzun süre raflardan kalkmayacak bir eser. Bağnazlık kavramı ise bu romanın anahtar kelimelerinden. Bağnaz insanlar toplumsal olaylarla yeteri kadar ilgilenemedikleri için kendilerine dayatılan bütün gerçeklere gözleri kapalı inanıyorlar; belki de içten içe işlerine geliyor. Bir nevi at gözlüğü takıyorlar; çarpıtılan gerçekler onların beyinlerine bir flash bellekle aktarılıyor sanki. Böylelikle hiç düşünmelerine gerek kalmıyor; kendi beyinlerini Parti ’ye teslim edip mışıl mışıl uyuyorlar. Kanımca böyle insanlar...

ÇOK AZ BİLİNEN MÜNAZARA TEKNİKLERİNİ ÖĞRENMEK İSTER MİSİNİZ???

Buyrun gelin!.. Galatasaray Üniversitesi’nde katıldığım bir konferanstan aldığım notları sizin için derledim. Keyifli okumalar… B HSK: Uyuşturucu kullanmak serbest olmalıdır.  Örn: Hollanda’da serbest, Hollanda gelişmiş bir ülke->        Argüman değil,örnek. Bir zevktir, devlet karışamaz             ->   Ne değişecek? Yasak meyve,cezbedici                   -> Nasıl etkilenecek? Bireysel özgürlükKim etkilenecek?                                                           ->       KÖTÜ                   -> İYİ                             ...

BAUDELAIRE “AŞIKLARIN ÖLÜMÜ” ŞİİR İNCELEMESİ

Charles Baudelaire (1821 – 1867 ) 19. yüzyılın en önemli Fransız şairlerindendir.  “Aşıkların Ölümü (La Mort Des Amants)” 9 Nisan 1851’de “ Topluluğun Mesajı ”nda  Charles Baudelaire ’in “ Kötülük Çiçekleri ” nin ölümü anlatan 5. bölümünü açmıştır. Şair  ölümün tek gerçeklik olduğunu  göstermiştir.  Aşıkların Ölümü Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu,  Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin;  Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin  O garip çiçekleri süsleyecek konsolu.  Son sıcaklıklarını sarf ederek hovarda,  Birer ulu meşale olacak kalplerimiz;  Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz  İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.  Pembe, lahuti mavi bir akşam saatinde,  Veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde  Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;  Nihayet kapıları biraz aralayarak,  Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak  Buğulu aynaları ve öl...

TEXTE ARGUMENTATIF SUR LES INNOVATIONS TECHNOLOGIQUES

  (version  française)       L‘homme a toujours eu la tentation d’explorer, de créer quelque chose de nouveau, de developper sa façon de vivre et de dépasser ses limites… Actuellement, la presence des innovations technologiques dans nos vies est en plein essor. On peut des lors se poser la question suivante: “ Les innovations technologiques sont-elles nécessaires a l’avenir de l’humanité?” Dans un premier temps on parlera des avantages des innovations technologiques et puis nous montrerons les risques lorsqu’elles sont mal utili sées.        Les innovations technologiques permettent de nombreux avantages pour l’avenir de l’humanite.     Tout d’abord, les innovations technologiques participent au progrès de la médecine. En effet, elles donnent l’occasion aux médecins de mieux analyser les problèmes du patient par consequent les médecins peuvent soigner plus efficacement la maladie. Par exemple, les radiographies, les...

“Pekâlâ, hayat neden yaşamaya değer?” Woody Allen ve Manhattan

Bugün, küçüklüğümden beri hayranı olduğum Woody Allen ’ın filmlerinden Manhattan hakkında yazmak istedim. Manhattan, yapımcılığını Charles H. Joffe 'un, yönetmenliğini Woody Allen 'ın üstlendiği 1979 yapımı bir romantik komedi filmi. Oyuncu kadrosu Woody Allen, Diane Keaton, Michael Murphy, Mariel Hem ingway, Meryl Streep ve Anne Byrne ’dan oluşuyor.   42 yaşında olan Isaac Davis (Woody Allen) televizyon işinden bir roman yazmak için ayrılmış bir adamdır. 17 yaşında, kendisine aşık olduğunu söyleyen Tracy adında güzel bir kızla çıkar. Fakat sonrasında en yakın arkadaşının metresi Mary’le tanışır (Diane Keaton) ve ondan çok etkilenir. Mary Wilke her şeyi karıştıran élément pérturbateur ’dür. Agresif ve nevrotik bir gazetecidir. Birlikte güzel zaman geçirirler ama en son sahnede Isaac’in peşinden koştuğu kadın 17 yaşındaki Tracy’dir. Film Gershwin’in Rhapsody in Blue ’suyla başlar ve bu süreçten Manhattan’ı gösterir. Uzun bir süre boyunca bu şehri ve ka...

Pablo Neruda “Bu Gece En Hüzünlü Şiiri Yazabilirim” Şiir İncelemesi

Asıl adı Ricardo Eliezer Neftali Reyes Basoalto olan şair ve yazar Pablo Neruda , 12 Temmuz 1904 tarihinde Şili- Parral’da dünyaya gelmiştir. Babası bir demiryolu işçisi olan Neruda’’nın, annesi bir öğretmen olup; daha  çok küçük yaşta iken vefat etmiştir.  Pablo Neruda, edebiyata olan yatkınlığını diğer şair ve yazarlara oranla çok daha küçük bir yaşta belli etmiştir. Bu Gece En Hüzünlü Şiiri Yazabilirim Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu  Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı. 1-5. mısralar Şiir “Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim” dizesiyle başlıyor ve tüm şiir boyunca tekrar ediyor.  Gece hayali bir öge. Gece hem güzel hem de aldatıcı olabilir, Neruda burada ilişkisini geceye benzetmiş olabilir. “S” aliterasyonu gecenin sessizliğini yansıtıyor.  Bu dizeler aynı zamanda doğanın görüntülerini içeriyor: “yıldız, rüzgar, gök”   Bu görünt...

HERMAPHRODITE

1.  Hermaphrodite   is used to describe any person incompatible with the biological   gender binary but in medicine, it has recently been replaced by   intersex. 2.  Humans with typical reproductive organs but atypical clitoris/penis are called pseudohermaphrodites in medical literature.  3.  Pseudohermaphroditism also refers to a human possessing both the clitoris and testicles. 4.  This typically means that the organs on the inside are of one sex, while the organs on the outside are of another sex; for example, a hermaphrodite might have a penis and testicles, but inside, there are ovaries and possibly a uterus. 5.  In more rare cases, the chromosomes say a person is male or female, but the genitals say otherwise. 6.  In many of these cases, th...